Fotobiyografi

1987-2001

Kitapçı bir babanın oğlu olarak Kütahya’da doğdum. Çocukluğu sokaklarda geçmiş , tenefüslerde top oynamış son nesilden biri olarak cep telefonlarıyla lisede, sosyal medya ile üniversitede tanışmanın avantajını yaşadım. Kendimi bildim bileli hafta sonlarım ve tatillerim kitapçılarda geçti. Okul hayatımda tam not olmayan her notun başarısızlık görüldüğü bir ailede olmanın neticesine liseye kadar tüm notlarım kusursuzdu. Okul birincilikleri ile mezun olmanın yanında; okulların koro şefi, folklör oyuncusu, satranç takımı, tiyatro oyuncusu dahil her etkinliklerinde vardım.

2001-2005

Sadece 48 kişi alınan ve her ilde bir Fen Lisesi olan dönemde, iki dönemin aynı sene sınava girdiği senede Fen Lisesi’ne girmeyi başarmıştım. İnanılmaz zeki 150 öğrenci ile yatılı hayat başlamış oldu. Dışarıda cep telefonları ve internet yaygınlaşırken; biz günde 8 saat ders, 4 saat etüt ile aynı binada 24 saat geçirip aynı 150 kişi her gün birbiriyle iletişim kuruyorduk. Kitap okumanın ders çalışmaya engel görüldüğü ortamda kaçamadığın bir yere düştüğünde vakit geçirebilmeyi, inanılmaz zeki insanları güldürebilmeyi, devam etmesi gereken sosyal ilişkilerin nasıl çözülebileceğini ve kitap okumanın ödül olduğunu öğrendim.

2005-2009

Üniverstenin ilk senesi geçirdiğim rahatsızlığın ardından girdiğim depresyon üzerine ders çalışmayı bıraktım. Dersleri kitap okumak için kullanmaya, internet cafelerde web tasarım öğrenmeye başladım. Üniversite benim için hayatta ucundan kıyısından merak ettiğim her uğraşı deneyimleme fırsatı oldu.

2009-2011

Türkiye’nin ilk uzaktan eğitim merkezlerinden birinde çalışıyordum. Burada çalışan arkadaşlardan sinema teknolojileri, video tasarım izleyerek harika şeyler yapmayı öğrendim. Derslerde kitap okuyor, kantini ofis gibi kullanıyor, dolmuşlarda kitap okuyor, kulüplerim aracılığıyla etkinlikler, geziler düzenliyor, Samsun’un tadını çıkarıyordum.

2012

Samsun’da yıllarca üniversite, freelance işler, onlarca etkinlik, okuyup yazma, internete binlerce içerik üretme, konferanslar verme ve kendini her konuda geliştirmenin ardından son senemde de güzel ve keyifli zamanlar geçirerek bu harika şehre veda ettim. Bu arada yıllarca üniversitenin kantinini ofis olarak kullansam da; kafeleri not alma ve düşünme için keşfetmelerim de Samsun’daki son yıllarıma rastlar. Bu alışkanlık yıllar sonra hem odaklanmak için bir metoda dönüştü, hem de Türkiye’deki ilk kitap-kahve mekanını açmamda ilham verdi.

2013

Bu yıl Samsun’daki 7 yıllık yaşamım noktalandı. Keşfettiğim şehrin ortasındaki bir bahçeyi güzel bir amaç bulup değerlendimek için işlerin bir kısmını Kütahya’dan buradan yürütmekle başlayan süreçte; tasarım ve yazılım sektöründeki boşluk ve memleketim olması sebebiyle buraya taşınmamla noktalandı. Hayatı burada daha kolay idare edebileceğimi düşündüm. Kısa sürede freelance işler ofis açmayı gerektirecek seviyeye geldi. Keyif için kendi okuma sistemimden ilhamla başlattığım kitap okuyup getirme sistemi ilk başta birkaç yüz harika okurla başlayıp, sonradan 6 yıl içinde 30 bin üyeye ulaşacak bir proje oldu.

2014

Bu sene nihayet ”Kitap&Kahve”yi açtım. Kitap okuma sistemimi kullanan okurların rahat kitap seçmesi için başlayan süreçte kendi keyiflerimi bir mekan için birleştirdim. Sonradan Türkiye’de yayınlaşacak book-cafe konseptinden haberim yoktu. Kitap&Kahve; açıldıktan birkaç ay sonra tüm ulusal basında haber oldu. Binlerce e-posta ve telefon aldım. Kısa süre sonra yaygınlaştı, hatta devletle ortak bir çalışma yaptık ve işletmemizin detaylarını paylaştım. Benim kişisel ve gönüllü olarak oluşturduğum model bugün tüm Türkiye’de uygulanmakta ve devlet destek vermektedir. Yeni bir ofise taşınıp kendi ofisimi kitap okuma sisteminin dahil olduğu bir kitapçı dükkanına çevirdik. Ofisin ajansa dönüşmesi hayallerim de bu sene gerçek oldu. Kitap okuma sistemimiz de 5000 üyeye ulaştı.

2015

Aşırı yoğunlukta pek çok kişi ve kuruma hizmet verdiğimiz bir an, ömrün kalanında sürekli çalışmakla geçeceğinden korktuğum bir duygu durumunda yıllarca yazdığım halde hiç kitabım olmamasını dert ettim. Yıllar önce hazırladığım 23 dakikalık animasyon filmim olan ”Yol ve Biz”de geçen sözleri ”İlerlemenin 48 Kuralı” adında bir ‘avangart’ kitap olarak yayınladım. Birkaç ay sonra, çağ ile ilgili notlarımı ”Bilgi Çağını Anlayamadık” adıyla kitaplaştırdım. Okuma bile yapılmayan kusurlu, eksik ve hatalı kitaplardır. Ama onlar sayesinde bir sonrakinde daha iyisini yapma isteğim oluştu. Bu arada YouTube’daki web tasarım, grafik tasarım ve 3D tasarım öğreten videolu derslerim 2 milyon izlenmeye ulaştı.

2016

Gıda mühendisliği gibi tüm bilimlere bakan, bana geniş bir bakış açısı kazandıran mesleğimin kazandırdığı stratejileri, bakış açısını yazılar halinde not etmiştim. Bunların unutulmasındansa yayınlanmasını diledim. Üçüncü kitabım olarak ”Gıda Mühendisi gibi Düşünmek” yayınlandı. Çıktığının ikinci günü ilk baskı, birinci haftada ikinci baskı, toplamda 10 baskı tükendi. 42 üniversitedeki öğrenci arkadaşlardan davet alıp sonradan 15 tanesinde konferans verdik. Şahane yorumlar aldık. Bu sene ayrıca işlerimi sadeleştirip ofisleri basitleştirdim. Bu sene bir kitap-cafe denemesi yaptım ama kitlenin kitap okurlarından oluşmayacağını fark edince vazgeçip mekanı ofise çevirdim. Ayrıca ofislerim ajansa ve stüdyoya dönüştü. İşleri stres senesinde bile biraz büyüttük.

2017

Yıllarca sektörde, girişimcilikte bölümünü okumadığım işlerde edindiğim tecrübeler ile o tecrübeleri mümkün kılmış okuduklarımdan ve izlediklerimden notlarımı ”Beyin Nasıl Özgürleşir” birleştirdim. Zeka, unvan, diploma olmadan bile neler yapılabileceğini bir kitaba not düşüp o konuyu da tamamen kafamdan kurtardım. Böylece yepyeni bir okuma sürecine girecek imkan buldum. Kitap cafe olarak hizmet vermesini sonlandırdığım işletmemi kişisel ofis olarak kullandım. Kitabevimiz iki katı alana genişledi ve Fikir&Araştırma ve Edebiyat odalarını tasarlayıp, dekore edip, raflarına kadar çakıp hizmete açtım. Sanırım haftada 2-3 kitap ortalama ile bir yıl geçirdim. Tamamen özgür düşündüm, bir alana sıkışmadım, her alandan kitapları büyük bir lezzet ile taradım.

2018

Eğitim sistemi üzerine çalışmalarımı nihayet derli toplu yayınladım ve on yıllarımı almış eğitim sisteminden intikamımı aldım. ”The Sistem” ismiyle yayınlanan kitabımda öğrenim hayatımda bilmek isteyeceğim, herhangi bir öğrenci için sistemin düşünme sistemine yaptıklarını geri kazanmayı sağlayacak her şeyi işledim. Okuma sistemimiz 20 bin üyeye ulaştı, kitabevimiz 40 bin kitaba yaklaştı. Bir motorsiklet edindim. Önce çalışmak için kitabevi, ofis ve cafeler dşında yerlerin de kullanılabileceğini göreceğimi zannederken; ormanlar ve dağların çalışmadan bile daha başka bir etkisi olduğunu gördüm.

2019

Bu yıl muazzam bir okuma lezzetine ulaştım. Şahane kitapları satır satır okudum. Beyin konusuna ağırlık verdim. Okuma sistemimiz 25 bin üyeye ulaştı. Kitabevimiz 50 bin kitaba yaklaştı. Yıllar süren özen, sevgi ve bakım ile; sadece kitapseverlere kahve ikram etmek için kullandığımız bahçemizin güzelliği muazzam bir seviyeye geldi.


2020

6 yıl önce kendi okuma deneyimlerinden başladığım ”kitap okuma sistemi” yıl okuma sistemimiz 30 bin üyeye ulaştı. Pandemi hayat dengelerimizi alt üst etti. Babamı kaybettim. Kitabevlerini tek binada ve tek marka altında birleştirdim. İnternet girişimlerimizi başlattık. Bir yayınevi kurup altıncı kitabımı kendi markamız altında yayınladım. ”Yanılgının İcadı”, hayatımda ortaya çıkardığım en önemli çalışmam oldu.

2021

Bu yıl vefatlar, hastalıklar, yasaklar ve zorluklar yılı. Çıkış saati yasakları nedeniyle kitaplarımı ofisten eve taşıdım. Cafede kahve içmek yerine evde içmeye alıştım. Pek çok düzen değişti, yine de Nöroloji, Antropoloji üzerine okumalarımı sürdürüyorum. Sesli düşünmek, notları derlemek ve kafa boşaltmak için bilimsel bir blog tutuyorum. Gelecek sene bitecek derlemem için notlar almaya devam ediyorum. Kitaplığımın derli toplu duracağı bir ofis tasarlıyorum. İnternet girişimlerimizin ve kitabevimizin işletmeciliğini sürdürüyorum. Altı yıl kitap okuyanlara kahve ikram etmenin ardından, pandemi nedeniyle bahçemiz ilk defa bu yıl boş kaldı.

2022

Bu yıla devam eden pandemi etkileri ve karlı kış günleri ile giriş yaptık. E-ticaret işlerimizi geliştirdik. Tasarım çalışmalarına dönebilmek için bir PC edindim. Yayınevimiz olarak bir çocuk kitabı serisi basma kararı aldım. Kitabın 3D tasarımlarından mizanpajına, kapak tasarımına, videolarına kadar çalışmalarını kendim yaptım. Bilincin evrimi konusunu şahane bir şekilde çalıştım. Düzenlenmeye çalışılan bir kitap fuarını iptal olmadan önce ele alıp gerçekleşmesini sağladım. Kütahya tarihinde ilk kez bir çocuk kitap fuarı düzenlemiş olduk. Yayınlamış olduğumuz tarihi çocuk kitabı için Kütahya’yı modelleme işlerini geliştirince şehrin tüm tarihi katmanlarını simüle etme kararı aldık. Çizgi film hayalimizi gündeme getirmemizle birkaç önemli kişi ve Türkiye’nin en büyük televizyon kanallarından birinin müdürü ile görüşme şansı bulduk. Kitabevim 40.000 üyeye ulaştı. Amca olma mutluluğunu yaşadım. Okullarda gönüllü olarak ‘’kitap sevgisi’’ seminerlerim devam etti ve kitap okumayı artırmak için yaptığımız çalışma için MEB tarafından onurlandırıldık. Bülent satrançta ilk kez 1800 puana geldim. Tarih ve sanat projelerim için tüm yaz sokak sokak gezip 500’den fazla arşiv değerinde fotoğraf çektim. Bir ekip kurmaya başladık. 8 aya yakın süre her gün tarih toplantılarımızı yaptık. Araştırmalarım sonrası Unreal Engine teknolojisinde karar kılıp öğrenmeye başladım. Bir yandan 3D tasarımla tüm Kütahya’yı çizdirirsen bir yandan her gün yeni bir şey öğrenerek lever design’ları yaptım. Bu arada AR, VR, 360video gibi çalışma örnekleri çıkardık, çizgi film teknolojisine girdik. Oyun teknolojisi günün birinde psikoloji ve eğitim çalışmalarımla birleştirme ve özgün büyük projeler hayalim başladı. Bilimsel tweetler attığım anonim hesabım 30K takipçiye ulaştı. Onbinlerce bilimsel tweet attım, 20’ye yakın video çektim, 20’den fazla blog yazısı yazdım. E-ticaret hacmimiz beş katına çıktı. Kütahya proje fikrimiz için ‘’hiçbir şehre yapılmamış bir proje’’ yorumları yapılmaya başlandı. Çok güçlü bir proje olarak KÜTOPYA’nın isim haklarını aldım. ‘’Yakupoğlu Buradaydı’’ gibi yıllardır kenarda bekleyen sanat projesi fikirlerim de bu projenin alt başlığı olarak hayata geçmeye başladı.


”Noktaları ileri doğru birleştiremezsiniz. Bugün yaptıklarınızın gelecekte nerede işe yarayacağını bilemezsiniz. Siz sevdiğiniz şeyi yaparsınız, gerisi kendiliğinden gelir.”

Steve Jobs

 1,449 ,  1